Bir gölge düştü içime, yavaşça, derinden,
Kirpiklerimde biriken is kokusu gibi.
Günahın rengini taşıyan bir karanlık,
Tüm umutları boğan, sessiz ve derinden.
Kelime değil, haykırış artık içimde yankılanan,
Bir zehir gibi yayılan, yok eden, acıtan.
Bakışların zehri, bir hançer gibi saplanır derine,
Unutulmaz bir leke bırakır, sonsuza dek.
Nefretin gölgesi, bir ömür boyu süren bir esaret,
Kırık dökük bir aynada yansıyan çaresizlik.
Yalanların ağı, örülmüş ruhuma,
Gerçeğin yüzü, kaybolmuş sisler ardında.
Sessizlik en büyük çığlık, duyulmayan,
Bir lanet gibi çöken, kara bir bulut.
Düşlerin kırıkları.
Bir fısıltı yükselir derinden,
Gözyaşlarımla karışan bir çığlık.
Yalnızlık.
Dudaklarımda bir acı tebessüm,
Unutulmaya yüz tutmuş bir anı.
Kalbimde biriken öfke, lav gibi kaynar,
Yok eder her şeyi, yakar, kül eder.
Zamanın amansız akışı, geçer gider,
Geride kalan sadece bir enkaz.
Kırık bir ayna, yansıtır geçmişi,
Her bir parçası, bir anıyı saklar.
Nefretin tohumları, yeşermiş içimde,
Bir zehirli sarmaşık gibi dolanır ruhumu.
Gecenin karanlığı, sarmalar beni,
Kaybolurum sonsuz bir boşlukta.
Umutsuzluk.
Bir veda busesi kondururum hayata,
Ardımda bıraktığım tüm acılarımla.
Sonsuzluğa doğru yol alırken,
Geride bıraktığım sadece bir leke.
Artık yokum.