Bir yadigâr gibi sakladım seni içimde,
En kuytu köşemde, kimsenin bilmediği.
Unutulmuş bir şarkının nağmeleri gibi,
Usulca fısıldar adın, bir ömür boyu.
Eskimiş bir fotoğrafın solgun renkleri,
Hatıraların tozlu raflarında gizlenir.
Ne kadar kaçsam da senden uzaklara,
Kalbimin derinliklerinde bir iz kalır.
Rüzgârın savurduğu yapraklar misali,
Savrulur anılarım, dünden yarına.
Ve ben, o yadigârla yaşarım sessizce.
Gözlerim dalar gider uzaklara,
Mazinin derin sularında kaybolur.
Bir bulut misali süzülür anılar,
Yağmur olup içime damlar durur.
O bulutların ardında saklıdır yüzün,
Her yağmur damlasında bir tebessüm.
Yadigarım, sen benim en kıymetlim,
Geçmişin izlerini taşıyan bir hazine.
Geleceğe umutla bakmamı sağlayan,
Bir ışık huzmesi, bir sevgi sözcüğü.
Ve anıların mührü, kalbimde daima.
Bir yemin gibiydi sana adanmış hayatım,
Uçsuz bucaksız denizlerde bir fener gibi.
Kaybettim seni, sensiz kaldım ben şimdi,
Bir enkaz yığını, çaresizliğin dibinde.
Sessizce feryat eden bir kalbim var benim,
Dindir artık bu acıyı, gel ne olur geri.
Beklerim seni, son nefesime kadar,
Belki bir gün dönersin, bilirim inanırım.
O yadigârın sıcaklığıyla yaşarım hep,
Anıların mührü, kalbimde daima yaşar.
Ve ben, seni sonsuza dek seveceğim.
Bir yanıt yazın