Şehrin yorgun yüzünde bir ben miyim garip,
Betonun bağrında yeşeren umutsuz fidan,
Her adımda bir sızı, her bakışta bir hicap,
Kaldırım taşları şahidim, yalanım yok inan.
Güneşin altında kavrulan, yağmurda ıslanan,
Bir başıma savrulurken hayallerim duman duman,
Gölgeler uzarken içimde bir şeyler kırılır,
Bu kalabalıkta kaybolmuş bir ses, bir figan,
Belki de bir gün yeniden açar solarım yalan.
Gözlerim arar bir tanıdık yüz,
Bir el ki tutsun, beni yerden üz.
Sokak lambaları birer birer yanarken,
Yüzlerde maskeler, kalplerde acı bir sızı,
Kimse duymaz feryadımı, kimse anlamaz beni,
Her köşe başında bir hayalet, her adımda bir yara,
Karanlık çökerken ruhuma, umutlarım kaçar benden,
Yıldızlar bile saklar yüzünü benden,
Rüzgar fısıldar kulağıma yalnızlığımı,
Bir şarkı yankılanır boş sokaklarda,
Gönlümde bir hüzün, bir hasret türküsü,
Belki bir gün değişir bu şehrin yüzü.
Yüreğimde bir yangın, gözlerimde yaşlar,
Kimse bilmez içimde kopan fırtınalar,
Bir damla umut ararken karanlıkta,
Kaybolurum kendi içimde yavaş yavaş.
Belki bir gün güler yüzüm, belki bir gün diner gözyaşım,
Ama şimdi sadece bir yalnızım.
Kaldırım çiçekleri solarken,
Hayallerim de kaybolur.
Bir sessizlik çöker,
Her şey biter.