Saatler durulmuş bir akşam vaktiydi
Gölgeler uzamış, hatıralar canlanmıştı
Yüzümde beliren o hüzünlü tebessüm
Çocukluğuma dair bir anı saklıyordu
Taş duvarlı o eski bahçede koşardım
Dizlerim kan revan, yüreğim coşku doluydu
Annemin sesi yankılanırdı uzaklardan
Güneş batarken içimde bir şeyler kopuyordu
O yıllar şimdi bir rüya gibi uzakta kaldı
Rüzgarın fısıltısı bile o günleri anımsatıyor
Kaybolan saflığı arıyorum her yerde
Deniz kokusu sinmişti tenime
Martılar çığlık çığlığa uçardı semada
Yaralı bir serçe titriyordu avuçlarımda
Umutsuz bakışları içimi acıtıyordu
O minik canı kurtarmak isterdim
Ama ellerim yetersiz, kalbim çaresizdi
Büyüdükçe yitirdim o masumiyeti
Dünyanın karmaşası beni de değiştirdi
O serçe şimdi gökyüzünde özgürce uçuyor
Ben ise yitik zamanların izini sürüyorum
Yıldızlar şahit geceye
Unutulmaz anılar saklı
Zaman acımasız bir nehir gibi akıyor
Her şeyi alıp götürüyor beraberinde
Çocukluğumun o büyülü dünyası kayboldu
Şimdi sadece anılar kaldı geriye
Keşke geri dönebilsem o günlere
O saflığı, o coşkuyu yeniden yaşayabilsem
Ama biliyorum, artık çok geç
Yitik zamanların izinde kaybolmuşum ben.
Bir yanıt yazın