Rüyalar fabrikasında bir vardiya daha biter,
Yorgun zihnim gölgelerle dans eder.
Gerçeklik askıda, anılar buharlaşır,
Düşlerimin enkazında bir ben kalırım,
Umutsuz, bitkin ve çaresiz.
Hayallerin demir dökümhanesinde eririm,
Her sabah yeniden şekillenirim, kırık dökük.
Hatıraların paslı çarkları döner durur içimde,
Kaybolmuş bir çocuk gibi aranırım labirentlerde.
Gözlerim kapalı, zihnim açık bir savaş alanı,
Düşmanlarım geçmişin hayaletleri, geleceğin korkuları.
Yenildim, yine yenildim.
Uyku bir kaçış,
Gerçeklik acımasız.
Düşlerde teselli ararım nafile,
Her sabah yeni bir enkazla uyanırım.
Kelimelerim prangalı, cümlelerim yaralı,
Anlatamam içimdeki yangını, tarif edemem.
Ben bir düş işçisiyim, hayalleri yoğururum,
Gerçekliğe dönüştüremem, bilirsin.
Elimde kırık bir kalem, yazılmamış şiirler,
Gözlerimde solgun bir umut ışığı, tükenen.
Gecenin karanlığında kaybolurum, sessizce,
Gündüzün karmaşasında eririm, yavaşça.
Ben bir gölgeyim, bu şehrin sokaklarında,
Düşlerimin işçisi, kendi gerçeğimin yabancısı.
Düş pazarlarında satarım umutlarımı,
Alan olmaz, kıymetini bilen olmaz.
Gerçek bir maske gibi durur yüzümde,
Saklarım içimdeki çocuğu, ağlayan.
Her aynada başka bir suret görürüm,
Yabancı, tanıdık ama aynı zamanda.
Düşlerim benim sığınağım, saklandığım yer,
Gerçeklikten kaçtığım, kendimi bulduğum.
Rüyalarımın tarlasına ekerim yalnızlığımı,
Hüzün filizlenir, keder büyür içimde.
Gözyaşlarımla sularım umutlarımı,
Yeşermezler, kurur giderler sessizce.
Ben bir düş işçisiyim, hayalleri onarırım,
Kendi hayatımı tamir edemem, beceriksizce.
Uykusuz gecelerde düşlerimi örerim,
Gerçekliğin soğuk rüzgarına karşı korurum.
Ama nafile, sabah olduğunda her şey dağılır,
Geriye sadece kırık bir kalp ve yorgun bir zihin kalır.
Ben bir düş işçisiyim, hayalleri yaşatırım,
Kendi düşlerimde kaybolurum, sonsuza dek.
Ve böylece bir gün daha sona erer,
Düş işçisinin mesaisi biter.
Umutla bekler yeni bir düşü,
Belki o kurtarır onu bu kederden.
Ama o ana dek düşler bekler,
Düş işçisi uykusuna yenilir.