Bir rüyadan uyandım, iplikler çözüldü,
Anılarım birer birer dağıldı.
Yüzler silindi, sesler kayboldu,
Gerçeklik, sisli bir camın ardında.
Yoksa düş müydü yaşanan her şey?
Avuçlarımda kalan bir iplik parçası,
Rüyalarımın izi, solgun bir hatıra.
Çekiyorum usulca, belki bir umut belirir,
Belki yeniden örülür düşlerin örgüsü.
Ama nafile, iplik kopuyor, dağılıyor,
Geriye sadece boşluk kalıyor.
Zaman, bir makas gibi kesiyor düşleri,
Uyanış acı bir gerçek oluyor.
Uykunun kıyısında bekleyen bir hayalet,
Rüyalarımın bekçisi, karanlığın elçisi.
Fısıldıyor kulağıma, uyanma diyor,
Düşlerde kal, orada her şey mümkün.
Ama ben direniyorum, gerçeğe dönüyorum,
Kopmuş ipliklerle vedalaşıyorum.
Güneşin ilk ışıklarıyla siliniyor düş,
Gerçeklik, yalanların en büyüğü belki de,
Ama katlanmak zorundayım, yaşamaya mecburum.
Düş ipliği, avuçlarımda bir yük,
Bir zamanlar beni saran, şimdi ise yabancı.
Atıyorum onu uzaklara, unutmak ister gibi,
Ama nafile, izi kalıyor içimde.
Yüreğimde bir sızı, gözlerimde bir nem,
Düşlerin ardında bıraktığım benliğime özlem.
Ve ben, o düş ipliğinin peşinden gitmek istiyorum,
Uyanmak istemiyorum, rüyada kaybolmak istiyorum,
Ama yapamıyorum, gerçekliğe bağlıyım,
Bu acımasız dünyaya, bu yalan hayata.