Hayal Mezatı

Zihnimde kurulan bir hayal mezatı bu,
Umutlar sergilenir, hevesler açık artırmada.
Geçmişin tozlu anıları, vitrinde parıldayan yalanlar,
Geleceğe dair düşler, en yüksek fiyata alıcı bekler.
Yüreğim bir müzayede salonu, yankılanır sesler,
Her biri bir umut vaadi, her biri bir pişmanlık sebebi.
Çocukluğumun kayıp oyuncakları, sahnede arz-ı endam eder,
Masumiyetim, en değerli antika, elden çıkarılmak üzere.

Kederim, en ucuz mal, kimse yüzüne bakmaz,
Sevinçlerim, nadide eserler, kıymetini bilen olmaz.
Aşk, sahte bir pırlanta, ışığı göz kamaştırır,
Ama sahteliği acı bir gerçektir.
Hayallerim birer birer satılır,
Ben, bu mezatta hem alıcı, hem satıcı.

Gözyaşlarım, sahte para, kimse kabul etmez,
Gülüşlerim, antika vazo, kırılmaya mahkûm.
Dostluklar, eski mobilyalar, cilası dökülmüş,
Güven, solmuş bir çiçek, kokusu kaybolmuş.
Her bir eşya bir anı, her bir anı bir yara,
Ben, bu yaraları sarmak yerine, mezata çıkarırım.
Çünkü kabuk bağlayan her yara, yeni bir başlangıçtır,
Ve her başlangıç, yeni bir hayal demektir.

Sessizlik hakim,
Müzayede bitti.

Kalanlar benim, satılamayanlar,
Değersiz addedilenler, kenara atılanlar.
Onlarla yaşarım ben, onlarla nefes alırım,
Çünkü onlar, benim gerçeğimdir, benim kimliğim.
Hayallerim tükenmez, yeniden başlar mezat,
Her gün yeni umutlarla, her gün yeni düşlerle.
Bu döngü böyle sürer gider,
Hayat denen bu garip oyunda.

Yarın yeni bir gün,
Yeni bir hayal.

Ve ben, bu hayal mezatının daimi müşterisi,
Kendi ruhumu ararım satılanların arasında.
Belki bir gün bulurum kaybolan parçamı,
Belki de sadece yalanları satın alırım.
Ama ne olursa olsun, devam ederim aramaya,
Çünkü hayal kurmak, yaşamanın ta kendisidir.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir