Rafların gölgesinde kaybolmuş bir düş,
Tozlu ciltlerin arasında saklı bir sır.
Eski harflerin dansı, solgun bir ışıkta,
Unutulmuş sözlerin fısıltısı duyulur.
Bir sahafın rüyası, kitapların dilinde.
Ciltleri yıpranmış, sayfaları sararmış,
Her kitap bir hayat, bir öykü anlatır.
Kapakları açılır, geçmiş canlanır,
Kahramanlar yeniden doğar satırlarda.
Bir zaman yolculuğu başlar kelimelerle,
Sahafın ruhu okur, anlar, hisseder.
Mürekkep kokusu sinmiş odalarda,
Düşünceler özgürleşir, sınırları aşar.
Bilgi bir hazine, her kitap bir anahtar,
Yeni dünyaların kapıları aralanır.
Sahafın gözleri parlar, keşfeder, sever,
Kitapların büyüsüne kapılır, kaybolur.
Rüyasında yazarlar, şairler sohbet eder,
Felsefeciler tartışır, bilim insanları keşfeder.
Kitaplar konuşur, sahaf dinler, öğrenir.
Gece çöker, raflar gölgelenir,
Sahaf uyanır, rüyasından döner.
Elinde bir kitap, kalbinde bir umut,
Yeni bir güne başlar, okumaya doyamaz.
Kitaplar onun dostu, sırdaşı, yoldaşı,
Hayatın anlamını bulduğu yer sahaf dükkanı.
Her sabah dükkanı açar, kitapları selamlar,
Yeni okurları bekler, onlara rehberlik eder.
Kitapların dünyasına davet eder herkesi,
Sahafın rüyası hiç bitmez, devam eder.
Tozlu rafların arasında dolaşırken,
Bir el dokunur omzuna, bir ses duyulur.
“Aradığınız kitap burada,” der bir okur,
Sahaf gülümser, bilir, kitaplar yol gösterir.
Rüyası gerçek olur, kitaplar canlanır,
Yeni bir okurla buluşur, yeni bir hayat başlar.
Sahafın kalbi sevinçle dolar, kitaplar fısıldar,
“Hoş geldin aramıza,” derler hep bir ağızdan.
O da onlara katılır, o da fısıldar,
“Hoş buldum,” der, kitapların arasında yaşar.
Kelime denizinde yüzen bir gemi,
Sahafın dükkanı, bir liman gibi.
Kitaplar susar, rüya biter,
Sahaf uyanır, yalnız kalır.