böyle kimsesiz akşamüstü,
unutulmuş demli çaylarda
bir kırgınlık telaşına
saklanıyorum..
avuçlarımdaki yorgun yüzünü
kederli bir telaşla hatırlıyorum…
sanki şarkısını yitirmiş
bir göçmen kuş hüznünde
kırık dökük anıları topluyorum usulca..
ve ben ne kadar,
yalnızlığı giyinsem,
hâlâ seni özlüyorum!
bir demlik çay daha koyuyorum kendime,
birkaç satır daha yazıyorum geceye…
kelimeler tükeniyor içimde,
bir sen kalıyorsun…
bir de dinmeyen sükût…
bir ömürlük.
Bir yanıt yazın