gözüm takıldı bir an
unutulmuş bir köşede
çocukluğumun resimleri canlandı
taş duvar, sırlarını saklardı
kimselere anlatmazdı derdimi
gözyaşımı emdi sessizce
ne zaman o yoldan geçsem
bir anılar seline kapılırdım
duvarın dili olsa da konuşsa
gizlediği ne çok şey vardı
büyüdüğümü, değiştiğimi görse
taşlar arasında saklanan oyunlar
ilk aşkın heyecanı sinmiş oraya
kimselere bahsetmezdim içimden
o duvar benim sırdaşım olmuştu
yanımdan geçerken içim titrerdi
duvarın dibinde dinlenirdim bazen
güneşin sıcaklığıyla uyurdum
kuş sesleri ninni gibi gelirdi
hayaller kurardım geleceğe dair
taşlar şahit olurdu düşlerime
oysa şimdi her şey çok farklı
o duvar hala aynı yerde duruyor
ben ise çok uzaklarda kaldım
neden böyle oldu diye sorarım kendime
taş duvar cevapsız kalır sadece
ne vakit içimde bir boşluk hissetsem
o duvarı ararım çocukluğumu
taşların soğukluğu içimi ısıtır
geçmişin izleri canlanır gözümde
keşke geri dönebilsem o günlere
taş duvar bana bir şeyler fısıldar
anlayamam ne dediğini bilirim
ama kalbimde hissederim onun sesini
taş duvar benim en yakın arkadaşımdı
şimdilerde uzaktan bakarım
eskiden taş duvarı özlerim
taş duvar yıkılmaya yüz tutmuş
hatıralar silinir mi zamanla
acaba beni hatırlar mı hala
belki de unutmuştur çoktan
taş duvar bir mezar gibi sessiz
güneş vursa da ısıtmıyor artık
artık sadece bir anı benim için
yine de içimde bir umut var
bir gün geri döneceğim diye
o zaman anlatacağım her şeyi
taş duvar beni dinleyecek sessizce
Bir yanıt yazın