Ben
gerçeği duymak istemem senden.
Yalanlarınla ördüğün dünyada
bir müddet daha kalabilir miyim?
Ben kıyamam kendime.
Iyisi mi, sakla tüm bildiklerini,
gözlerinde bir sır gibi kalsın her şey
yüreğinde bir pranga gibi.
Pranga paslı olsun,
eski, unutulmuş bir demirden olsun
ki her baktığında geçmişi hatırla
Benim çaresizliğimi anlıyor musun?
vazgeçtim hakikatten,
vazgeçtim aydınlıktan
senin karanlığında kaybolabilmek için.
Ve susuyorum
yaşıyorum seninle.
Sonra, sen de anlayınca
yüzleşiriz belki.
Ve orada beraber ağlarız
yalanların içinde gerçeğin
ta ki yeni bir hayat
yahut başka bir aşk
bizi o girdaptan çekene kadar…
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
alışacağız
ki birbirimize,
gözlerimizdeki yaşlar bile
aynı acıyı taşıyacak.
Toprağa beraber karışacağız.
Ve bir gün unutulmuş bir şarkı
bu kalpte yeniden çalmaya başlarsa
ezgisinde muhakkak
iki hüzün olacak:
biri sen
biri de ben.
Bir yanıt yazın