Yitik Atlas

Uzak kıyılar çağırır, bir eski haritadan seslenir.
Unutulmuş rotalar, sisli bir düş gibi gözde canlanır.
Her çizgi bir öyküdür, kayıp şehirlerin yankısıdır.
Bir zamanlar bilinen, şimdi sırra kadem basmış topraklar.
Gözlerimde deniz fenerleri yanar, bir arayışın ışıltısı.
Ruhum bir pusula, bilinmeze doğru yol alır sessizce.
Zamanda yolculuk bu, kağıdın solgun kokusuyla.
Yepyeni bir keşif, ruhun derinliklerinde saklı.
Her sayfa bir kapı, bilinmeyene açılan.
Bir atlasın hüznü, yitik bir dünyanın şarkısı.
Yıldızlar rehberim, bir rüyanın peşindeyim.
Kaybolmuş adaları arar gözlerim.
Denizler kadar engin, umutlarım yeşerir.
Her bir detay, bir gizemi fısıldar derinden.
Yüzümde geçmişin gölgesi, geleceğe uzanır ellerim.
Bir kitap gibi açılır, hayatın sonsuz denizleri.
Her satırda bir macera, her sayfada bir yeni dünya.
Unutulmuş uygarlıklar, yeniden doğar içimde.
Yüzyılların ötesinden, bir fısıltı gelir kulağıma.
Atlasın sırrını çözerken, kendimi bulurum yeniden.
Her yolculuk bir değişim, her keşif bir uyanış anı.
Kaybolmak güzeldir bazen, yeni yollar bulmak için.
Ruhum bir gemi, yelkenleri açık, bilinmeze doğru.
Atlasın sayfalarında, kaybolmuş bir aşkı ararım.
Her kıyı bir umut, her liman bir veda gibidir.
Yitik bir atlasın hüznü, kalbime bir iz bırakır.
Gözlerimde denizlerin yansıması, ruhumda sonsuz bir arzu.
Bir rüyanın peşinde, kaybolmuş bir cenneti bulmak için.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir