Ben, anılardan dönüyorum sanki,
Güneşin vurduğu eski bir fotoğraftan.
Her şey silik, her şey yabancı.
Bir zamanlar sevgiyle baktığım yüzler şimdi,
Camın ardında donuk manzaralar gibi.
Ellerim uzanıyor, ama tutunamıyor.
Belki de bir rüyadan uyanıyorum,
Kabuk bağlamış yaraları kanatarak.
Ben, kim olduğumu unutuyorum.
Belleğim bir labirent, kaybolmuş adımlarım,
Yapayalnızım, aynadaki suretim bile tanıdık değil.
Beni çağıran bir ses var mıydı sahi?
Ben, aşkın küllerinden doğamıyorum.
Yoksa hiç var olmamış mıydım ki?
Bir yanıt yazın