Ne bir tutam ot, ne de menekşe kokusu,
Ne de bir serin rüzgar;
Hep yazgı bahçesi
Oldu avuçlarımızı dolduran,
Hep bir avuç çaresizlik.
Umutla açtığımız kitaplardan,
Yarınlara sakladığımız dizeler.
Kalemler, kağıtlar ve mürekkep…
Ama yazabildik mi?
Ve anlattık mı kendimizi?
Kimselere…
Kurursa, yeşerdiği her satırda,
Bir heves, yudumladığı ilhamlardan.
Açar yazgı bahçesi, küflenmiş ruh.
Yeni soluk ister, silmek ister
Bizden öncekileri.
Vardığımız her sayfa bir anlam yitimi
Keskin sözler aşamayınca.
Ve ne olur bilirsin
Ve güzeldir edebiyat…
Yazılmayınca…
Belki de güzeldir yazılmamış tümceler
Belki de güzeldir satırlara dökülmemiş hisler
Belki de güzeldir, söylenmemiş aşklar…
Bir yanıt yazın