Uyanışın İzleri

Sessizlik çöktü.

Bilinçaltımın derin kuytularında,
Kaybolmuş anılar, silik suretler dans eder.
Bir fısıltı, uzaktan gelen bir melodi,
Hatırlamaya çalıştıkça kaybolan bir düş.
Karanlıkta bir ışık huzmesi beliriyor,
Yavaşça aydınlatıyor zihnimin labirentlerini.
Unutulmuş duygular yeniden canlanıyor,
Bir zamanlar var olduğunu bildiğim,
Ama şimdi hatırlamakta zorlandığım bir benlik.
Uyanışın sancıları bunlar mı acaba?

Her bir hatıra, birer yaprak misali,
Dökülüyor zihnimin dallarından.
Kimdim ben? Nereye aittim?
Bu sorular, ruhumu kemiren birer kurt gibi.
Geçmişin sisli perdesi aralanıyor,
Gerçekler yavaşça gün yüzüne çıkıyor.
Acı, sevinç, pişmanlık… hepsi bir arada.
Yeniden doğuşun arefesinde gibiyim,
Kabuklarımdan sıyrılıp, özüme dönüyorum.
Uyanış, bir kutlama mı yoksa bir lanet mi?

Çözülüyor düğümler,
Aydınlanıyor zihnim.
Artık biliyorum, kim olduğumu,
Nereden geldiğimi, nereye gideceğimi.
Uyanış, bir armağan.

Sükunet hüküm sürer.
Yeniden doğdum.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir