Sustum yine, içime aktı sesim.
Duvarlar sağır, gökyüzü beton.
Yalnızlığım şehrin en kalabalık yeri.
Kim anlar, kim duyar derdimi?
Yüzler tanıdık, ama bakışlar yabancı,
Herkes kendi dünyasında, kendi telaşında.
Bir el uzansa, bir söz söylese,
Belki diner içimdeki bu dipsiz kuyu.
Ama yok, kimse yok.
Sessiz çığlıklarım yankısız kalır.
Yürüyorum, kalabalığın içinde kayboluyorum.
Bir umut arıyorum, bir ışık bekliyorum.
Ama nafile, her yer karanlık.
Gecenin koynunda saklanıyorum.
Yıldızlar bile sönük, ay desen küskün.
Kimse anlamaz halimden, kimse bilmez derdimi.
Bir tutam sevgi, bir damla şefkat,
O kadar çok şey mi istiyorum?
Yoksa ben mi çok şey bekliyorum?
Belki de kabullenmeliyim yalnızlığımı,
Belki de susmalıyım sonsuza dek.
Haykırmak istiyorum, avazım çıktığı kadar.
Ama sesim kısık, nefesim yetmiyor.
Yankısız feryadım, içimde biriktiriyorum.
Belki bir gün patlar, belki de ölürüm.
Kim bilir?
Bir yanıt yazın