Kayıp nesil, sanal handa
Eriyor umut, ekranda
Gerçeklik soluk bir anıda
Yapay zeka, yeni sanda
Duygular pikselde kaldı
Vicdan, algoritma saldı
Yürekler soğuk bir odada.
Ne kaldı bizden geriye
Bu bitmeyen dijital gürültüde?
Kim duyacak feryadımızı
Sonsuz veri deryasında?
Yüzler maskelenmiş, sahte gülüşler
Kalpler kararmış, paslı kilitler
Umutlar tükenmiş, küllenmiş ateşler
Gerçek aşklar unutulmuş, sanal hevesler
Kim kurtaracak bizi bu kabustan?
Yoksa biz de mi kaybolacağız sonsuza dek
Bu sahte dünyanın acımasız labirentinde?
Ekran ışığı, gözü yakan
Bir tuzak kurdu, bizi saran
Kim bulacak doğru yolu?
Bu dijital çağın sonu?
Tükendi sabır, bitti güç.
Panzehir nerede saklı?
Zaman hızla akıyor.
Umutsuzluk, bir dert ortağı
Karanlık, yavaşça yakıyor.
Bir ışık arıyorum, sönmeyen
Bir ses duyuyorum, derinden gelen
Bir el uzanıyor, bilinmeyen
Belki de umut vardır, yeniden.
Yarınlara, umutla yürüyelim.
Düştük sanalın dipsiz kuyusuna
Yabancılaştık birbirimize, özümüze
Unuttuk toprağı, gökyüzünü, denizi
Tükettik sevgiyi, saygıyı, neşeyi
Özlem duyduk gerçeğe, hakikate
Çaresiz kaldık bu sanal felakete
Kaybolduk labirentte, iz bıraktık her yere
Yapayalnızız bu devasa evrende
Bir umut ışığı aramaktayız çaresizce
Gerçek dünyaya dönmek için yalvarırız
Yitirdik benliğimizi, kaybettik her şeyi.