Her defasında bir telaş,
yeni bir günün eşiğinde,
kaygıların puslu nefesiyle.
İçinde bir şeylerin kırıldığı hissi,
eskimiş umutların yankısı.
Yeni başlangıçlar beklerken,
bir labirentin karmaşasında yitmişsin.
Oysa bir dokunuştur belki de
yüzünü güneşe döndürecek olan.
Çoktandır ihmal ettin
ruhunun bahçesini, çiçeklerini.
Zaman alıp götürmüş neşeyi,
bırakmış geriye yalnızlığın
soğuk ve ıssız kıyılarını.
Bir seçim ki, karanlıkla aydınlık
pişmanlıkla umut iç içe.
Sen ki ey kalbim,
pişmanlıkları bir zırh gibi kuşanmışsın
bunca zamandır.
Dayanamaz ruhunun kırık aynası
bu sisli uyanışlara, bu yorgunluğa.
Yaşam bir şölen gibi sunulmuşken sana,
gölgenin peşine takılma
ey kalbim.
Bir yanıt yazın