Pusudaki An

Geceden kalma bir duman bu
yüzüme çarpan, ruhuma sinen
unutulmuş bir hatıra.
Sabahın ilk ışıklarıyla dağılır sandım
ama sis çöktü şehrin üzerine
her şey belirsiz, her şey yavaş
tıpkı kalbimdeki o eski sancı gibi
kaybolmuş bir aşkın yankısı bu
unutmak istediğim, ama unutamadığım.
Bütün sokaklar aynı, bütün yüzler yabancı
oysa bir zamanlar her köşe tanıdıktı
şimdi sadece bir siluetim aynalarda
geçmişin hayaleti peşimi bırakmıyor
kaçmak istesem de nafile
sis gibi sarıyor beni, her nefeste.
Belki de bu puslu hava bir teselli
gizliyor gözyaşlarımı, saklıyor yalnızlığımı
bir gün dağılır mı bu sis, bilemem
ama içimde bir umut var hala
güneşin doğuşunu bekleyen.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir