O kadar da yabancı gelmezdi belki mermerin soğukluğu,
ellerim o sert yüzeyde bir anlam bulamasaydı eğer.
Çekilmez olmazdı o bitmek bilmeyen sessizlik,
bir fısıltı bile yankılanmasaydı içinde.
Korkunç bir çaba olmazdı sanata ulaşmak belki de,
o taşın derinliklerinde bir ruh saklı olmasaydı eğer.
Anlamsız kalırdı belki de her bir darbe,
geleceğe bir şekil verme arzusu olmasaydı eğer.
O kadar da zor olmazdı, geceler boyu süren emek,
bir heykelin doğuşuna şahitlik etmeseydim eğer.
Unutulurdu belki yorgun geçen günler,
bir şaheserin tamamlanmasıyla son bulmasaydı eğer.
Görünmez olurdu belki o tozlu eller,
sanatın büyüsüyle parlamasaydı eğer.
Umutsuzluğa düşülmezdi belki de hiç,
her bir yontukta yeni bir başlangıç bulunmasaydı eğer.
Kaybolup giderdi belki de o taşın öyküsü,
sanatçı ona bir ses vermeseydi eğer.
Değersiz olurdu fırçanın her dokunuşu,
tuval bir anlam taşımasaydı eğer.
Yok olurdu renklerin ahengi,
ruha dokunmasaydı eğer.
Gizli kalırdı belki de o içsel fırtına,
sanatçı onu dışa vurmasaydı eğer.
Acımasız olmazdı eleştirilerin okları,
sanatçı kendi gerçeğini yansıtmasaydı eğer.
Sönük kalırdı her sergi salonu,
bir ruhun izleri olmasaydı eğer.
Ulaşılmaz olmazdı belki de o yüce duygu,
sanatçı kendini adamasaydı eğer.
Boşlukta asılı kalırdı her nota,
bir melodiye dönüşmeseydi eğer.
Duyulmazdı rüzgarın fısıltısı bile,
bir besteye ilham vermeseydi eğer.
Ölümsüzleşmezdi belki de o anılar,
bir ezgiyle yeniden canlanmasaydı eğer.
Belki de anlamsızdı o uzun yolculuklar,
sanatın ışığı yol göstermeseydi eğer.