Şiirler

  • Baki Geceye Emanet

    aynalar ardında
    kim bilir saklıdır
    sesinin yankısı
    yalnızlığın koynunda
    baki geceye sığınır
    kaçışlar birikir
    unutulmuş şarkılar gibi
    bekler bir dokunuşu
    hadi gel uzat ellerini
    zamansız bir serzenişe
    karanlığın hükmü
    geçsin içinden sessizce
    bir umut belirir
    gözlerinin derininde
    yüzünde beliren gülüş
    aydınlatır her yeri


  • HATIRA DEFTERİ

    bir fotoğrafın solgunluğunda

    anılar bir yere gitmez
    derinde
    yarım kalmış bir gülüşe takılır
    ansızın bir yağmur sonrası
    her beklenmedik karşılaşmanın yüzü
    pişmanlık
    ve pişmanlık
    çok eski bir şarkıdır

    anılar bir yere gitmez
    o bir unutma çabasıdır
    anılar yoluyla varılabilir yarına
    anıdan kaçılabilir usulca
    ve ömür tüketilebilir anılarla
    ama anılar bir yere gitmez
    o bir unutma çabasıdır
    özlemek
    yavaş bir hatırlama biçimidir
    kaygı umuttan fazlaysa
    sessizce uzaklaşılmalıdır
    yüzleşme sözcüğüne
    bir aynada da rastlayabilirsin
    bir mezarlıkta da
    kalbin sıkışmaz
    bir çocukluğunu sokakta görünce
    o bir öğrenme çabasıdır
    ama ürkersin
    unutmanın karanlığından
    maske yaparsın hatıralardan

    anılar bir yere gitmez
    o bir unutma çabasıdır
    her cevabı beklersin zamandan
    oysa geçmişle gelecek arası
    kısa bilinmez sisli bir yol
    bir yere gitmez
    o bir saklanma biçimidir

    veda edilmez anılara
    yapılamaz çünkü
    çok anı bir ömürde
    anlam yüklenmez her hatıraya
    herkes o anının sahibi olmayabilir
    hiç bir yalnızlık
    yaşadığı anı sevmez mesela

    anılar bir yere gitmez
    o bir affetme biçimidir
    boş bir odanın sessizliğinde


  • Sorgulanmayan Hissiyat

    I
    Aynalara küsmekten dönüyorum, dedi içimdeki
    Bunu kendine sessizce fısıldadı
    Aynalar ki kalabalıktılar, yalanlarla dolu
    O kadar çoktular ki, kendimi kaybettim
    Ben, yani kimsesiz bir ruh, sevginin sahte sureti
    II
    Evet, aynalara küsmekten dönüyorum
    Sanki böyle niye ben oradan geliyorum
    Çarpık, yansımayan aynalara
    Küsmekten
    Bilmeliydim
    Bilmeliydim, bilmeliydim
    Ben, yani bir hiç, bir hiç mi dedim? Hayır, bir gölge
    III
    Bazen karıştırıyorum ya, çok sisli bir akşamdı
    Sonra bu çok sisli akşamın ıslak bir anı
    Yüzler silik hayaller halinde kayboluyordu
    Onlar işte hep boyuna kayboluyordu
    Birileri geliyordu ansızın
    IV
    Hiç gelmemek halinde ve çaresiz
    Birileri geliyordu
    Yürekten kalma bir sancı vardı, derin
    Bir bakışın boşluğa doğru içinde
    Bu yabancılık korkunçtur, ey kalp!
    Kalbin atması korkunçluğudur bu
    Dünyanın insana doğru içinde
    Kalp, kalp!
    Buradayım, yani ben.. evet, geliyorum
    Sancı geçmesinler, geliyorum
    Siz bütün acıları tadın, evet
    Ben, yani bir hiç, bir hiç mi dedim? hayır, bir gölge
    Bazen karıştırıyorum.


  • Uzaklaşan Suretler

    Uzakta kaldı artık o şehir,
    Anılar silindi, yollar değişti.
    Yüzler unutuldu, isimler yabancı,
    Bir rüzgar gibi geçti hayat, bitti.

    Uzaklarda bir suret belirdi şimdi,
    Aynadaki ben miyim, yoksa bir gölge mi?
    Hatırlamak zor, bakmak acı veriyor,
    Dün yok oldu, yarın meçhul bir bilinmez,
    Yaşananlar bir sis perdesi.

    Uzaklarda bir şarkı çalıyor,
    Eskiden tanıdıktı, şimdi yabancı.
    Melodi aynı, anlamı kayıp,
    Bir veda busesi gibi sessizce ağlıyor.

    Uzaklarda bir liman arıyorum,
    Sığınacak bir yer, dinlenecek bir an.
    Belki de hiç var olmayan bir düş,
    Umutsuzluğa kapılmadan bekliyorum,
    Sonsuzluğa doğru akan bir nehir.


  • Suskun Şairler

    Bütün hatip meydanlarda gür sesiyle
    Bir sen kaldın sessiz şair ey Fuzuli!
    Kalemin kan ağlarken, gönlün isyan ederdi,
    Kelamın deryasında inciler dökerken,
    Suskunluğunda saklı nice feryat vardı.
    Bütün ozanlar coşkun, sazlar şen şakrak
    Bir sen kaldın kederli şair ey Nedim!
    Aşkın şarabından dem vururken dizelerin,
    Neşenin ardında gizli melankoli sezilir,
    Gül bahçelerinde bülbül figan ederdi.
    Bütün kalemler satılık, diller lal olmuş
    Bir sen kaldın hür şair ey Nazım!
    Zincirler vurulsa da yüreğin özgürdü,
    Mısraların pranga tanımazdı.
    Bütün sözler yalan, vicdanlar kör olmuş,
    Bir sen kaldın dürüst şair ey Can Yücel!
    Gerçeği haykırmaktan çekinmedin asla,
    Sözün kılıç misali keskin, zehirli ok gibiydi,
    Sahteliğe baş eğmedin hiçbir zaman,
    Halkın sesi, vicdanı oldun her dem,
    Yalan dünyada dürüstlüğünle parladın.
    Bütün çağlar geçti, devran değişti
    Bir sen kaldın ölümsüz şair.
    Suskunluğunda nice anlam saklı.


  • Yankılanan Suskunluk

    Ses gitmiş, söz uçmuş
    Bir yadigâr kalmış eski bir şarkıdan
    Kırık bir nota…
    Aşk böyle biter mi?
    Ne fayda, gençlik hevesi
    Kalp unutur mu sandın?
    Bir ömür sürer bu sesi…
    Aşk sandığın bir hevesti
    Sanki bir yaz meltemi
    Çok çabuk geçiverdi.
    Sen yalnızlığı seçtin, gittin,
    Bir melodi bıraktın ardında,
    Hüzünlü bir beste…
    Kim anlar bu sızı?
    Şimdi yalnızlık türküsü söyler durur
    Anılar canlanır, gözler yaşarır
    Yüreğimde bir yangın büyür
    Bir umut kırıntısı belki kalmıştır
    Ama aşk çoktan çekip gitmiştir,
    Yeniden sevilir mi?


  • Kirli Veda

    Sana ey kalbime saplanan hançer
    Bu can nasıl dirensin, nasıl gülsün?
    Beni böyle dipsiz acıya sen çağer
    Ruhumda o sahte yüzlerin sönsün.
    Bir yalan baharsın, bir yalan fırtına,
    Yalnız kendini sever gözünü yorma.
    Senden şefkat dilenmek boş bir anma,
    Bari git karanlık geçmişe gömülsün.
    Bir umut içimde, bir korku dışımda
    Seninle yaşadım hep bir açmazımda
    Öyle bir git ki sen hayat akışımda
    Görenler adını unutmuş bilsin.
    Bari unut beni artık ne olur
    Beni unut yoksa nefesim durulur


  • YALNIZLIK AKŞAMI

    Tanrım nereye baksam paslı gülüşler
    O unutmaksa o
    Çok soğuk ve donuk dokunmaksa
    Tanrım nereye baksam paslı gülüşler
    Ayrılık

    Tanrım nereye baksam gri yalanlar
    O affetmekse o
    Çok uzakta ve kederli kaybolmaksa
    Tanrım nereye baksam gri yalanlar
    O unutulmaksa

    Tanrım nereye baksam solgun hayaller
    O inanmaksa o
    Çok silik ve kırık hatırlamaksa
    Tanrım nereye baksam solgun hayaller

    Tanrım nereye baksam kimsesiz nefesler
    O ölmekse o
    Çok sessiz ve yavaş tükenmekse


  • İmkânsız Aşkın Aritmetiği

    Şüphe bir virüs gibi siner ruhuma,
    Sonsuz denklemler kurarım yokluğunda.
    Çözümsüz kaldım, aşka tutsak oldum.

    Her bakışın bir çarpım, her dokunuşun üs,
    Hayallerim toplama, acılarım hep eksi.
    Rüyalarımda integral, gerçekte limitim yok.
    Gönlümde çarpanlara ayırdığım sevdan,
    Kalanı sıfır, anlamsız bir matematiğim.
    Birlikteliğimiz olasılık, ayrılık kesin sonuç.

    Sessiz fırtınalarım, yalnızlığım katlanarak artar,
    Hatıraların sonsuz döngüsü, bir kısır döngü.
    Geçmişin izleri silinmez bir logaritma,
    Gelecek belirsiz, bir bilinmeyen denklemler yumağı.
    Her satır bir isyan, her kelime bir haykırış.
    Seninle ben, çözülemeyen bir paradoks.

    Aşk, imkansızın resmi, matematiğin ötesi,
    Kalbim bir kara delik, seni içine çeker durur.
    Umut bir yanılsama, gerçek acımasız bir teorem.
    Yine de severim, tüm imkansızlıklara rağmen.
    Aşkın aritmetiği böyle olsa gerek.


  • Sessiz Bir Yeniden

    Saatler vurur, tenimde eski bir şarkı
    kül rengi anılar birikir gözlerimde
    yeniden doğuş sancısı bu, bilirsin
    yaralı bir kuşun kanadında umut

    Aşkın labirentlerinde kaybolmuş bir ruh
    gün batar, deniz susar derinde
    silinmez bir iz bırakır kalbimde
    uçurum kenarında bir fısıltı her an

    Her an yeni bir başlangıç gizler
    sessiz bir çığlık, yankılanır boşlukta

    Sığındığım liman, geçmişin gölgesi
    ben geçerim, zaman durulur bir an
    Bir de sessizlik eklenir yalnızlığıma
    yeniden, yeniden, yeşeren bir filiz
    varlığın anlamı, zamansız bir düş.