nasılsa kayboldu elimden o kent
yüzünü unuttuğum o eski sevdiğim
sanki bir yangındı içimde bir bent
düşlerimde tüten o mahzun mevsim
bir umut arardım sokaklarda hep ben
bir demlik çaydı tüm isteğim
gözyaşlarım karıştı yağmura ansızın
belki de çok erken sevmiştim
kalbimde açan o kırık gülüşü
yalanlara inanmakta aceleciydim
ayrılık kokan o son öpüşü
unutamam artık o son bakışı
bende kalan tek şey artık o sesi
bir yalandan ibarettim sanki
kaç kere tükendim bilmem ki
unutmak istesem de olmaz ki
her hatıra bir diken misali
yüreğim kan ağlar gizlice
Şiirler
Yarım Kalan İzler
Yüreğin Sesi Kısıldı
Ağlama artık gözüm
Giden gitmiştir çoktan
Hatıralar bir hüzün
Yürek yangın yeri, dumanı tüter
Sevda yalan oldu, sözleri biter
Aşk dedikleri bir varmış bir yokmuş
Unut artık onu, kaderine küsme
Yarınlar elbet bir gün güler
Ne kaldı elde, bir avuç keder
Aşkın ateşi söndü, külü yeter
Yalan sevdalar, yıkılan hayaller
Ağlama artık canım
Sen yine de gül
Hayat devam eder
Gönül yorgun düştü, dertleri sayar
Yalan sevdaların izleri kanar
Birgün diner elbet bu dinmeyen sızı
Yine yeşerir sevda yeniden birgün
Aşkın baharı gelir umutla gül
Ağlama artık, sil gözünden yaşı
Hayat devam eder, inan buna canımAşkın Yeni Haritası
Gönlüm bir eski dünya haritası
Pusulası bozuk, yönü şaşkın
Rota çizmez, sulara bırakır kendini
Aşkın yeni kıyılarına doğruÇünkü aşk değişti, bilirim
Eskiden mektuplara yazılan
Şimdi bir ekrana sığan bir şey
Dokunmaktan korkulan bir hayal
Silinir belki, kim bilirGözler artık ekrana bakarken yorulur
Yüzler solgun, sözler eksik
Bir emoji yeter mi anlatmaya her şeyi
Bir kalp, bir gülücük, bir de ünlem
Gönül ne ister, kim anlarYine de umut var içimde
Bir kıvılcım, bir ışık belki
Eski harita yeniden çizilir
Yeni bir aşk doğar, kim bilir
Gönlüm yeniden yol bulur.Eski Bir Fotoğraftan Yükselen
Solgun bir hâtıra, bir eski fotoğraftan yükselen,
Yılların izi sinmiş, o kayıp gülüşlerden kalan.
Bir zamanlar ne çok şey ifade ederdi o anlar,
Şimdi birer gölge, ruhumuzda yanan.
O masumiyet, o saf sevda, uçup gitmiş hepsi,
Sanki bir rüzgar esmiş, savurmuş geleceği,
Geriye bir avuç pişmanlık, bir de sessizlik kalmış.
Birkaç satırda saklı o koca geçmiş,
Bir bakışıyla canlanan, sonra sönen güneş.
O günler ki, her şey ne kadar da başkaydı,
Şimdi sadece birer hayal, birer heves.
Hatıralar birer ok gibi saplanır derine,
Unutmak mümkün mü, o kaybedilen define?
Yüzlerdeki çizgiler, yaşanmışlıkların nişanı,
O bakışlar ki, anlatır en derin sancıyı.
Bir zamanlar umutla bakan gözler solmuş,
Sanki bir fırtına kopmuş, alıp götürmüş her şeyi.
O eski aşklar, o unutulmaz sevdalar nerede?
Kaybolmuş birer yıldız gibi, karanlık bir gecede.
Ne kadar da değişti dünya, biz ne kadar?
Bir yadigâr kaldı elimizde, o da bir anı kadar.Yıkıntıdaki Orkide
Gördü
Çatlaklardan sızan gün ışığına tutundu
Bir zamanlar görkemliydi, şimdi aciz
Sanki anıları taşıyordu her bir tuğla
Kentin ruhu sinmiş duvarlarına
Pek belli etmedi.
Baktı, dokunmadı
Oysa bir umut çiçeği gibi yeşeriyordu
Sessizce büyüdü.
Çocuk gibi sevindi
Yeniden gelmedi, belki de geldi
Ama onunla ben
Ne zaman hayal etsem
Oradaydı.Yitik Zamanların Gölgeleri
meyhanede bir adam ağlıyordu gece
kadeh kırıkları gibi dağılmış anıları yerde
bir şarkı çalınıyordu, eski ve derinden
aşkı aramış kaybetmiş belli ki bir yerde
sokaklar tenhaydı, yalnızlık kol geziyordu
rüzgar esiyordu, acı haberler getiriyordu
bir zamanlar sevdiği şimdi başkasının olmuştu
kalbi kırık, umutları sönmüş, bitmişti
kimse anlamıyordu onun derdini kederini
herkes kendi dünyasında kendi halinde
bir tek garson biliyordu yalnızlığını
o da alışmıştı artık bu türden hikayelere
saatler geçiyordu, gece bitiyorduYabancı Sesler
Uzaklardan bir çağrı duydum yine
Sanki bir el uzanır derine
Yabancı sesler, tanıdık bir hüzün
Bırakır beni sensizliğe sürgün
Bu gurbet benim değil, belli
Bilinmez bir yolun yolcusuyum ben
Yurtsuz kuşlar gibi göçebe halimden
Bir tutam sevgi beklerken her dem
Yine de yabancı bir el uzanır
Aşk bir sır, gönül bir harabe
Yalan sözler, geçici bir hevese
Umutla beklerim, bir gün döner diye
Yürek yangın yeri, gözler nemli
Her bakışta bir hasret gizli
Yabancı sesler, kalbimde yankılanır
Bir ömür böyle mi geçer bilinmez
Bu sevda benim değil, belliKülrengi Yemin
Yüzün bir düş kırıklığı,
biliyorum,
ne gamlı bir intizar
ben senin en kara günahın,
ne demli çay tadında bir vedasın,
en nihayetinde
bir devrim kadar olağanüstüsün.Hafıza Kırıntıları
Eskiden yediğimiz şekerliğin tadı kaldı,
Sakladığım mektuplarda solmuş menekşe kokusu.
Hatıralar, birer birer siliniyor aklımdan,
Kalan sadece, geçmişe ait bulanık bir sızı.
Kaybolan sevinçler, unutulan hayaller,
Anılar denizinde boğuluyor her şey yavaşça.Şimdi boş bir çerçeve gibi duruyor mazim,
Oysa ne çok yüz vardı içinde, ne çok hikaye.
Zamanın acımasız eli değdi her birine,
Unutulmaya mahkum, birer birer kayboldu.
Kalan kırıntılarla avunuyorum sadece,
Geçmişin hayaletleriyle dans ediyorum usulca.Yüreğimdeki Yabancı
Bu şehirde ben de yolcuyum işte,
Kalabalık içre bir garip nefes.
Gülmeyi unuttum uzunca bir süredir,
Ağlamak da sanki beyhude heves.
Her sokak bir ayrılık türküsü söyler,
Her köşe bir anının izini gizler.
Yüzümde çizgiler, içimde yangın,
Kimse bilmez benim neler çektiğimi.
Yaralı kalbimde dinmeyen sızı,
Hasretle beklerim bir tebessümü.
Ne bir dost var ne de bir yarenim,
Kendime bile yabancı gibiyim.
Sanki bu evrenin en yalnızıyım.
Bir umut belirir,
Sonra kaybolur.
Yine ben kalırım.
Hayaller kurardım, rengarenk düşler,
Hepsi birer birer suya düşüverdi.
Gözlerim karanlığa alıştı artık,
Gönlümde bir fırtına dinmek bilmedi.
Her yeni gün bir önceki günün tekrarı,
Yaşamak mı bu, yoksa bir esaret mi?
Yüreğimdeki yabancı büyüyor durmadan,
Beni benden alıp uzaklara götürüyor.
Eski benliğimden eser kalmadı artık,
Her şey bir yanılsama gibi görünüyor.
Belki de bir gün bu yabancı diner içimde,
Kim bilir, belki o gün ben de değişirim.