Bir şüphe, ince bir sızı gibiydi içimde
Boğaz’da bir vapur sesiyle karışan
Eski bir şarkı, çalınan bir piyano
Hatıraların dumanı tütmekteydi
Belki de hayat, böyle bir şeydi
Beklemek ve ummak arasında bir köprü
Kırık bir daldan tutunmaya çalışmak
Sonra bırakmak, rüzgara teslim olmak
Duaların yankısı, boş bir odada
Yüreğin çırpınışı, bir kafeste
Ve umut, en son terk eden misafir
Eylül, bir hüzün mevsimiydi
Yapraklar sararıyor, günler kısalıyordu
Her şey değişiyordu, yavaşça
Yine de bir umut vardı içimde
Belki de her şey, yeniden başlardı
Bir gün, ansızın, hiç beklemediğimiz bir anda
Yeniden sevinç, yeniden umut
Bir yanıt yazın