Şimdi bir drone geçti buradan,
Sessizce süzülüp gitti,
Hangi kum tepelerinde dolandı,
Kim bilir?
Belki de petrol kuyularının dumanını soludu,
Vahaların serinliğini unuttu,
Sıcak asfaltın yansımasıyla,
Gözleri kamaştı.
Sonra rotasını çizdi sonsuzluğa,
Uydu sinyalleriyle yolunu buldu,
Sensörleri taradı kumları,
Kaybolan izleri aradı.
Belki bedevilerin çadırlarına uğradı,
Çocukların meraklı bakışlarını hissetti,
Yorgun develerin gölgesinde dinlendi,
Sonra yeniden havalandı.
Kim bilir,
Çölün rüzgarları fısıldadı ona,
Aşk hikayelerini, ihanetleri.
Belki de,
Bir umut taşıdı.
Sonra indi bir garip kulübeye,
Teknolojiyle çaresizliğin buluştuğu yere,
Güneş panelleriyle aydınlanan odalara,
Su damlaları biriktiren ellere,
Kod yazan gençlere,
Yapay zeka hayalleri kuranlara,
Belki de onlara bir mesaj getirdi,
Yeni bir dünyanın kapısını araladı.
Şimdi bir drone geçti buradan,
Sessizce kayboldu ufukta,
Kim bilir nereye gitti,
Kime dokundu?
Bir yanıt yazın