Betonun altında bir inat saklı,
Toprağın sesi duyulmaz sanılır.
Yıllar geçer, şehir büyür, yükselir,
Unutulur ağacın yavaş fısıltısı.
Bir filiz uyanır, karanlığı deler,
Güneşe uzanır, hayata tutunur.
Sessiz bir direniş, yeşilin ısrarı.
Rüzgar eser, yapraklar dans ederken,
Şehir susar, bir an dinler ağacı.
Kökler derinlere iner, sağlamlaşır,
Geçmişin izlerini taşır dallarında.
Bir kuş konar dalına, şarkı söyler,
Hatırlatır unuttuğumuz güzelliği.
Doğanın gücü, şehrin karmaşasında.
Zaman akar, ağaç büyür, yaşlanır,
Şahit olur nice sevgiye, ayrılığa.
Gölgesinde dinlenir yorgun insanlar,
Bir umut bulur, bir huzur hisseder.
Şehir değişir, ağaç hep aynı kalır,
Sessiz bir bilge, sabırla bekler.
Ve bir gün, bir el dokunur kabuğuna,
Hatırlatır ağaca varlığını yeniden.
Bir çocuk bakar hayranlıkla yapraklara,
Doğanın mucizesini seyreder.
Ağaç fısıldar, “Unutma beni,” der,
Şehrin kalbinde yeşeren bir umutla.
Kökler toprağa, dallar gökyüzüne.
Bir yanıt yazın