Eski Bir Sandalyenin Alçakgönüllülüğü

Bu sandalye ne zamandır burada
Kim bilir kaç kalçayı ağırladı
Güneş de vurdu, yağmur da değdi
Bir evin sessiz köşesinde bekler usulca
Sabırla, sükunetle
Ah, neresinden baksam tevekkül gene.
Otururum yorgun, yaslarım sırtımı
İçerde kırgınlık, pişmanlık
Yalnızlık, unutulmuşluk
Bir fincan kahve içerim demimle
Bir sigara yakarım derdimle
-Söyle be! ne zamandır burdasın sen
-Hayatın değil kaderin üstünde.
Belki yarın kırılacak
Bir anı silinecek bir başka anının içinde.
İnsan bazen utanmaz mı dönüp bakıp kendine.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir