Yüzümün Eski Atlası

Bir pişmanlık siner yüzüme her akşam
hatıralar birikir, zamanın kıyısında
Yorgun bir nehir gibi akarım içime
belki de unutulmuş bir şarkıyım
Boşlukta savrulur anlamsız kelimeler
güneş batar, gölgeler büyürken
dinmez yüzümdeki kırışıklıkların sesi
bir uçurum gibi derinleşir her çizgi
Her çizgi yeni bir hikaye anlatır
hüzün olur, hüzün suskun bir liman
Sığındığım her an bir soru işareti
ben kaybolurum aynada, aynalar yalan söyler
Bir de yüzümün eski atlası belirir.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir