Yitik Yankılar Çağı

Belleğimde tortusu kalan bir ezgi sanki
her nota boğazımda düğümleniyor şimdi
Bir rüzgar esse keşke, bir yaprak düşse
geçse bu boşluk, bu anlamsız bekleyiş geçse
ama bir nefes yeter mi yoksa yine de
Yabancı bir yüz gibi geliyor bana bu kent
ne kadar sessiz şimdi bu tanıdık sokaklar
Umutlar nerde saklı, unuttum renklerini
bir hayatı anlamlı kılan yalnız onlardı sanki
onlardı yarına ve düşlere tutunan
gözleri aydınlatan herhalde onlardı
‘Susarsam ihanet sayılır’ diyordu birisi
susarsak ihanet sayılıyor artık
ama nerde saklı, unuttum renklerini onların
Uzun uzun bakıyorum yosun tutan duvarlara
tek umut bile yeşermiyor nedense
Yaşamak neleri unutturuyor, düşünüyorum
aşklar birer yabancı şarkı
kayboluyorum kalabalıklar içinde bir başıma
bir baştan bir başa yalnızlık oluyor hayat
Sözler gittikçe siliniyor, hayaller siliniyor
ve ne zaman yolum düşse ilk tanıdığım yere
paslı bir zincir oluyor bileğimde o an
Hüznü yalnız aynalar biliyor artık
ama içimde bir gölgenin silik izi
ve belleğimde tortusu kalan bir ezgi
İçimde dinmeyen bir arama telaşı
yönünü şaşıran bir kuş sanki bu
yorgun düşüyorum her gün
ve sevgilim ne zaman anlayışlı olsa
bir ayrılık düşüyor aklıma, gidiyorum
bütün ömrüm böylece geçip gitti işte
ama hala bir şeyler var ulaşamadığım


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir