Ah, işte tüm telaşım…
Ben severim ellerimi bir gün
Yüzükler, hatıralar olmasa da.
Ben severim ellerimi bir gün
Yüzleştiğim aynanın karşısında
Ses yankılanır beton duvarlarda
Ah her şeyim…
Ben severim ellerimi bir gün
Kalabalık bir caddenin ortasında
Yalnız bir bankın kuytusunda
Yüz buruşuk, nefes kesik
Saklarım yüzümü yabancı bakışlardan…
Kapanışını görürsem bir gün çiçekçilerin
Ve sarı ışıkların, tenha sokaklarda
İnsanların yalanlarla avunduklarını hatırlarım
Bir gün daha…
Ağlarım susarım, severim susarım
Koyarım cebime kırık umutları
Saklarım yüzümü yabancı bakışlardan…
“gece yarısı
sessizce”
Ah gözlerim ve aklım
Her şey orada kaldı.
Pişmanlıklar pişmanlıklar ve unutulmuş sözler
Sakladılar beni benden. Kara sevdam, aklım,
Halkımın acımasız yalnızlığıdır, biliyorum
Yırtık bir perde gibi asılan yüzüme
Sakladılar beni benden,
Karanlık bir odada
Soğuk bir köşede
Yıldızlara ve hayallere karşı
Bir ruhun çaresiz, hüzünlü teslimiyetinde
Kayboluş nasıl fısıldanırsa öyle
Türk dilinde
Ve her dilde…
Hayat
Acımasız
Artık kesin biliyoruz;
Kendine dökülen gözyaşı
Sapı paslı bir bıçak kadar keskindir.
Dudakların arasında…
Türkiye’de
Ve her yerde…
Bir yanıt yazın