Şehrin kalabalığında kaybolmuş
bir tebessümün
ardından
çaresizce bakmak
işte
yitirmek,
köklerinden koparılmış
bir ağacın
yalnızlığını
hissetmek gibi
zamana yenik düşmüş
bir anıtın
sessiz çığlığına
kulak vermek
gibidir
yitirmek.
Şehrin kalabalığında kaybolmuş
bir tebessümün
ardından
çaresizce bakmak
işte
yitirmek,
köklerinden koparılmış
bir ağacın
yalnızlığını
hissetmek gibi
zamana yenik düşmüş
bir anıtın
sessiz çığlığına
kulak vermek
gibidir
yitirmek.
Bir yanıt yazın