Bir akşamüstüydü, şehir silinmiş atlasımda
Yollar tanıdık değil, yüzlerse birer muamma
Yabancı bir dilde fısıldanan eski bir şarkı
Kaybolmuş bir aşkın yankısı sanki bu sokakta
Hangi limandan kalktım, hangi rüzgar sürükledi
Beni bu ıssızlığa, bu bilinmez diyara böyle
Bir gölge gibi dolaşıyorum, kimsesiz ve yorgun
Hatırlıyorum, bir zamanlar bir gül bahçesiydim
Şimdi dikenler sarmış kalbimi, her yanım yara
Unutulmuş bir masalın kahramanı gibiyim
Ömrüm bir labirent, çıkış yolu kayıp, nafile
Ne kadar yürürsem yürüyeyim, hep aynı yerdeyim
Bir başıma, bir hüzünle, bir umutsuz bekleyişle
Yitik bir mirasın peşindeyim, belki de kendimin
Belki de bu şehir, benim içimdeki harabelerdir
Belki de bu yabancılık, kendime olan uzaklığımdır
Bir kırık ayna misali, yansıtıyor tüm acılarımı
Gecenin koynunda kaybolurken, bir yıldız arıyorum
Bir işaret, bir umut ışığı, yolumu aydınlatacak
Belki de yeniden doğuş, bu karanlıkta gizlidir
Bir sabah güneşi gibi doğacak, küllerimden yeniden.
Bir yanıt yazın