Eskiden bayramlar vardı, biliyor musun?
Kapılar açılır, eller öpülürdü.
Şekerler dağıtılır, yüzler gülerdi.
Şimdi sessizlik var, bomboş bir avlu.
Hatırlıyorum o sabahları, uyandığımda
İçimde bir coşku, tarifsiz bir sevinç.
Bayramlıklarım hazır, beklerdim sabırsızlıkla.
Oysa şimdi takvimler de bir anlam ifade etmiyor,
Her gün aynı, her sabah bir hüzün.
Nerede o sesler,
Nerede o telaş?
Köprüler kurulmuştu gönüller arasında,
Şimdi yıkık dökük, geçilmez bir yol.
Hatıralar canlanır, gözlerim dolar,
Bir umut ararım, bir ışık beklerim.
Oysa her şey geçmişte kaldı, biliyorum,
Geri gelmeyecek o güzel günler.
Yine de içimde bir inanç var,
Belki bir gün yeniden yeşerir umutlar,
Belki bir bayram sabahı güler yüzler.
Yüzlerde solgun bir ifade,
Ellerde boş bir bekleyiş.
Nereye gitti o coşku, o neşe?
Kalplerde bir sızı, dinmeyen bir hasret.
Eskiden bayramlar vardı, şimdi sadece
Bir özlem, bir yalnızlık kaldı geriye.
Bayramlar bayram olsa keşke yeniden,
O sıcaklığı,
O sevinci…
Çocuklar gibi şen, büyükler gibi vakur,
Herkes bir aradayken, o kalabalık sofralarda.
Şimdi bir boşluk var, doldurulamaz bir eksiklik.
Bayramlar bayram olsa, yeniden başlasak,
Unutsak tüm acıları, tüm kederleri,
Yeniden sevsek, yeniden umut etsek.
Bayramlar…
Geçti artık.
Bir masal gibi.
Bitti her şey.
Bir yanıt yazın