Bir dilenci gördüm köprü altında
Utanıyordu dilenmekten sanki
Yüzü kızarmış, sesi titrek halde
Hayat ona sunmuştu bu çirkef ziyafeti
Sormadım kimdi, nereden gelmişti
Belli ki gururu incinmiş, kırılmıştı
Oysa ben de düşmüştüm benzer bir çukura
Farkımız, onun avuç açmasıydı
Benimse dilim lal olmuştu
Ne isteyecek yüzüm kalmıştı
Ne de umudum
O titrek ses, bir mucize bekliyordu
Biliyordum, ben de bekliyordum
Şimdi anlıyorum, dilenmek cesaret işi
Utanmak ise yersiz bir tevazu
Hayat böyle işte, bazen sürünmek
Bazen de uçmak nasip işi
Bir yanıt yazın