Yazgısal

Biri var, nasıl susarsa, kalabalığın
öyle dağılmasını bekler
Yalnızlık demiştim bir zaman
yanıldım
sessiz bir çığlıktı
her defasında kendine dönen
Sussam
duyardım yalanların sesini
ve gönlümün bütün aynası
kirli bir suret olurdu
ki şimdi onda kaybolmuş
meydanda volta atan biri
Biri var, meydanda hep oradadır geceleri
bir şeyi arar gibi durur, yorgun ve yılgın
Tanıdıktır, durmadan düzeltir yakasını
ve çaresizlikle dolan gözleri
yeni yetme aşıkların söndürdüğü izmarittir
Kederli, kimsesiz, suskun sesiyle fısıldar
-Yerim yoksa gitsem de olur, çok oyalanmam
Sabrı tükenmiştir yurdun, sınır boşuna çizilir
unutmuş inanabilmeyi, sevmeyi unutmuş
biliyor seçtiği yolun bir yere varmadığını
doyasıya ağlamayı unutmuş, bilmiyor sevmeyi
Kenti bir uçtan bir uca unutabilmek
dostunun omzunda dertlere yanarak
-Boşver diyor, değeri yok artık hiçbir şeyin
Biri var, meydanın ortasındadır geceleri
bir anı bulunsa silinmemiş, dilsiz bir anı
şafak sökene dek hatırlasa yine de hiç geçmese
boşluğunu unuturdu belki, çürümeyi unuturdu
bir fener gibi yanardı gün ağarırken
söylediği ağıdın ritminde bir umut
yeşertirdi bütün yurdu, filizlendirirdi
Sussam
bütün hikayesini dinlerdim
silinmemiş bir anının hüznüyle
Biri var
bütün gün sokaktadır ve yurdu
asıp çıkarır darağacının karşısına
Sussam
bütün kahramanları görürdüm
her defasında kendine dönen


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir