Ah, işte her şey burada dağılır…
Ben severim ellerimi bir gün
Nasırları, yorgunluğu olmasa da.
Ben severim ellerimi bir gün
Yitirilmiş bir aşkın küllerinde
Gözyaşı akar yanaklarımdan
Ah, her şeyim…
Ben severim ellerimi bir gün
Kavgada bir başka elin yanı başında
Uykuda bir sıcak elin yanı başında
Yol ıssız, yürek soğuk
Unuturum adımı varırım yalnızlığa…
Kapanışını görürsem bir gün umudun
ve gölgeler içinde, hayata
İnsanların hayatı unuttuklarını hatırlarım
Bir gün daha…
Sevişirim susarım, savaşırım kaçarım
Doldururum cebime eski mektuplar ve anılar
Varırım yalnızlığa…
“saat kaçtı
çoktan”
Ah gözlerim ve aklım
Her şey orada karardı.
Yalanlar yalanlar ve pişmanlıklar
Yüzüme sürdüler. Kara yazgım, kalbim,
İnsanlığın karanlık sabahlarıdır, biliyorum
Kanlı bir yara diye sarılan ruhuma
Yüzüme sürdüler,
Bir duvarın önünde
Bir mezarın dibinde
Güneş ışığına ve kuş seslerine karşı
Bir insanın gösterişsiz, sessiz çaresizliğinde
Ölüm nasıl yaşanırsa öyle
Her dilde…
kader
değişmez
Artık kesinlikle biliyoruz;
Hayat adına dökülen gözyaşı
Sapı zehirli bir hançerdir.
Dudakların arasında…
İnsanlıkta
ve her yerde…
Bir yanıt yazın