Sonsuzluğa Fısıltı
Eskiden kalma bir sandalda kaybolmuş hayallerim,
Dalgaların sesinde yankılanan bir özlem var içimde.
Ufuk çizgisinde bir gemi belirir, umut taşır mı bilmem,
Yoksa yine bir yalnızlık türküsü mü fısıldar deniz gözlerime?
Martılar çığlık çığlığa döner durur başımın üstünde,
Her biri birer anı, birer pişmanlık belki de.
Rüzgar, saçlarımı okşarken geçmişin izlerini taşır,
Yüzümde tuzlu bir ıslaklık, denizin hediyesi midir?
Belki de sakladığım göz yaşlarımdır.
Derinlerde bir sır saklıyor bu deniz, kim bilir?
Belki de cevabı olmayan soruların yumağıdır.
Gün batımı kızılında kaybolan benliğim,
Yeniden doğar mı bilmem bu sonsuz mavilikte?
Yüreğimde bir sızı, dinmek bilmeyen bir hasret,
Denizin sonsuzluğunda kaybolmak istercesine.
Bir daha tutunmak mümkün müdür hayata?
Yoksa bir deniz kabuğu gibi mi savrulurum kıyılara?
Sessizce oturmuş, denizi dinliyorum saatlerdir,
Dalgaların ritmiyle uyumlanıyor kalbim.
Belki de aradığım huzur buradadır, bilinmezliğin içinde.
Ama bu sessizlik, bir fırtına öncesi midir, kimbilir?
Belki de en derin yaralarımı saracak olan,
Denizin sonsuzluğunda yeniden doğmaktır…
Bir yanıt yazın