Bir yalnızlıktır bütün zirveler gibi
Eteklerinde, tanıdık köylerin en uzağı
Gözlerinde rüzgarların en derbederi…
Sana fısıldarlar düşenle ayakta kalandan
Bir yalnızlıktır bütün zirveler gibi
Sislerden, güneşlerden
Yaralardan, gülüşlerden
Ne varsa saklıdır
Taş duvarlarda yankılar yaşar
Çam kokusu sızar toprağın özünden
İç içedir artık gökyüzü, ağaçlar, yamaçlar
Ufuklar sancıları gizler, vadiler ahları
Ne varsa saklıdır
Ve senin, sırtında bunca yük, zamandan
Sürüklenir nefesinle, gövdenle, sabrınla
Herşey susmaktadır seninle
Birden, bir çığ düşer, sana doğru senden
Seninle yığılmaya başlar kendisiyle tükenenler
Hatırlayan ayaklarınla, unutmayan gözlerinle
Değişir hissedilecek kadar derinden
Değişir beklenen beklenmeyen
O güven veren sahte sığınaklar yıkılır
Doğar katı bir gerçek, bilinmez, söylenmeyen
Düşenler kalkmış, kaybolanlar bulunmuştur
Bir yalnızlıktır sana doğru senden
Bir yalnızlıktır sana doğru senden…
Geçen unuttuğundur, unuturken öğrenmeden
Kalan bir umuttur belki
Bir kar tanesi gibi eriyen, bir kaya gibi direnen
Gelen sanki aradığındır
Ve yamaç, en çetin, en ıssız, en görkemli..
Bir yanıt yazın