Yalnızlık Sızıntısı

Ben eşsizliğin girdabında kaybolmuşum,
Görmem şehir ışıklarını, kalabalık seslerini.
Her gün başka bir boşluğa sürükler beni zaman,
Duyarım yankılanan sessizliğin acımasız fısıltısını.
Bir serap gibi beliren hayaller silinir,
Gerçekliğin soğuk duvarlarına çarparak.
Çoktan unutuldum, bak yüzüme,
Gör, içindeki o derin anlam arayışını.
Bu ne sisli, bu ne puslu bir sabah böyle.
Ben yalnızlık sızıntısı olmuşum, dokunma,
Damarlarım soğuk, damarlarım anlamsız çaba.
Herkes benden kaçmış, yitirmiş izlerini.
Bu boşluk dolsa artık, bir umut filizlense,
Bir sıcak nefes değse; alıp götürse
Yürekte biriken kara tortuları…
Ruhum bir gölge, bedenim bir kabuk.
Sonsuzluğa uzanan bir hiçlikteyim.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir