Umutsuz değil, sadece yorgundu,
Ruhunda biriken toz yılların.
Ne bir fısıltı vardı onu anlayan,
Ne de kurtuluş yolu, bir çıkış kapısı,
Ne ilham perisi, ne de bir düş elçisi.
Günlerdir beton duvarlar arasında,
Soluyordu küflenmiş anıları.
Sevgi değil ki çoğalsın,
Kendi kendineydi çaresi.
Sürüklenerek çıktı kalabalıklara,
Savruldu rüzgarda hayalleri.
Unuttu kim olduğunu bir an,
Unuttu maskeleri.
Sertti, kırılmıştı kalbi,
Vücudu, yorgun omuzları.
Bir yaprak gibi süzüldü,
Unuttu kentleri.
Garip, yabancı, kayıp,
Ruhunda biriken toz yılların.
Sertti, kırılmıştı kalbi;
Boşalttı cepleri.
Bir vardı, bir kayboldu,
İşte insanoğlunun kaderi.
Bir yanıt yazın