Üveyiğim bütün aşkların
hiç sevilmediği için
yanarken başkasına
boş umutlarla beklerim
iki yalnızlık arası sıkışmış
kalbime misafir
gelmeni
Eski masallarda
bulamam artık
bir cevap
bilirim ki çocukların
gülmekten vazgeçtiği gün sönecek
bahçemdeki lamba
Anlatamam sana içimde birikenleri
nasıl ki bir göçmenin
sınıra bıraktığı oyuncak ayıyı
sınırda nöbet tutan askerin
postalıyla ezdiğinden
kimsenin ruhu
duymuyorsa
Yavaşça dağıtarak
içimdeki kırık dökük hayalleri
saklanırım herkesten
bayramda unutulan bir çocuğun
cebinde kuruyan
şeker tadı
kederiyle…
Bir yanıt yazın