Vicdanın Yüzleri

Bir sır gibi çöktü içime bu derin sükut…
Yalanlar, riyalar, her köşe bir umut?
Geçmişin izleri silinmez bir anıt gibi durur,
Yüzlerde maskeler, kalplerde bir uçurum.
Kim doğru, kim yanlış, bu karmaşık oyunda?
Herkes kendi gerçeğinin peşinde koyunda.
Bir ayna misali, yansıtır ruhun rengini,
Saklanan duygular, gizlenen derinliğini.
Vicdanın sesi duyulur mu bu kalabalıkta?
Yitip giden değerler, kaybolan insanlıkta.
Bir gölge gibi takip eder her adımı,
Pişmanlıklar birikir, artar acısı.
Aklanmak mümkün mü bu ağır yükten?
Affetmek mi gerekir, yoksa unutmaktan?
Her seçim bir yol ayrımı, bir dönüm noktası,
Vicdanın terazisi tartar günahı, sevabı,
Bazen karanlıkta bir ışık, bazen dipsiz kuyu,
Vicdan, insanın en zorlu sınavı.
Bir fısıltı gibi gelir, usulca kulağıma.
Yüzleşmek gerekir içimizdeki şeytanla,
Korkmadan bakmalı kendi karanlığına.
Vicdanın yüzleri değişir zamanla,
Bazen acıtır, bazen yol gösterir sana.
En sonunda, kendi iç huzurunu bulursun,
Doğru yolu seçersen eğer inancınla.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir