Uykunun Kozmik Aynası

Uyumak mı, yoksa düşmek mi bilmem
Bedenim ağır, bir taş gibi
Sessizliğe gömülüyorum.
Göz kapaklarım iki kara delik sanki
Evrenin en uzak köşesine açılan
Bir yolculuk başlıyor şimdi, tarifsiz
Yıldız tozları gibi anılarım savruluyor
Ruhum bir kuş tüyü, hafif ve özgür
Bilinçaltımın derin sularında yüzüyorum
Kayboluyorum hiçliğin içinde.
Rüyalar, evrenin sonsuz olasılıkları
Gerçeklikten kopuk, zamandan bağımsız
Bir oyun alanı zihnimin içinde
Duygularım renkleniyor, düşüncelerim dans ediyor
Uyanmak istemiyorum, bu büyülü anı
Sonsuza dek sürdürmek mümkün mü?
Belki de uykudur gerçek hayat.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir