Uykunun Kırılgan Aynası

Ne zaman uykuya dalsam bir boşluk sarar beni
Bir hiçlik gibi derinden derine hissederim yok oluşumu
Nedir bu rüyalar derim, yabancı suretler
Nedir bu göğsümde büyüyen özlem
İçimden sessizce fısıldayan hatıralar ne
Bu hangi yol ki uzayıp gider sonsuzluğa
Nedir bu anlamını yitirmiş bu garip anılar
Bu bilinmezliğin içinde kaybolan benliğim
Bu bir sis perdesi gibi belirsiz anılar
Oysa zamandır ilerleyen kaybolmuşluk içinde
Başlangıcı olmayan bir arayıştır bu
Ağlatan ne beni
O geçmişin solgun izleri mi
Düşen aksi mi gözlerime o unutulmuş yüzlerin
Ki içimde çalkantısıyla boğulurum hatıraların
Sorarım; bu uyanış ne kadar, nereye kadar
O zaman sessizlik çöker, düşler kaybolur birden
Kapanır yorgun gözlerim bir sabah başlar
Ve aydınlık saatlerle diner arayış
Uyanınca bir aydınlık gündür gördüğüm
Bir karmaşık tablodur hayat seyrederim
Yine geçmişinle yanıp tutuşur anılarım
Duyarım yankısını içimde o tanıdık seslerin
Ben unutacak adam değildim seni
Beni bu kadar yoran ne vardı
Bir de “Geçmiş geçmiştir” diyorsun
Vicdan azabından kurtulmasa
İnsan bile unutmaz.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir