O eski sandalyeyi çek balkona,
gözlerini kapat,
dinle şehrin uğultusunu…
Hatırla
gençliğimizin o ilk dansını,
yüzünde beliren o tatlı tebessümü,
bugün değil,
yarın da değil,
geçmişin o anıları bir yel gibi sarsın
yaralı ruhunu…
Yüreğinde biriken acıları bırak rüzgara,
süzülüp gitsinler,
birer yaprak misali…
Hayallerini
sakla derinlerde,
umutla bekle yeni bir baharı,
çiçekler açsın…
O ilk mektubu çıkar çekmeceden,
oku satır satır,
gözlerin dolsun…
Düşün
o günleri, o anları,
bırak hüzün seni ele geçirsin,
ama unutma,
Her damla yaş bir umut tohumudur aslında,
yeşerecek bir gün,
filizlenecek…
Yüzünü
dön geleceğe,
ışık hüzmeleri sarsın benliğini,
yeniden doğ…
O kırık aynayı at bir kenara,
bak kendine,
gör o güzel yüzü…
Hatırla
yaşadıklarını, hissettiklerini,
anla ki hayat bir yolculuktur,
inişleri ve çıkışlarıyla…
Şimdi bırak
o yorgun bedeni dinlensin,
yarın yeni bir gün,
yeni bir başlangıç…
Bir yanıt yazın