Unutulan Baharat

Hatırlamak,
bir kokuya tutunmak belki,
kayıp bir bahçede…
(hangi yoldan dönülür ki bu anılar labirentinden…
geçmiş, puslu bir cam gibi…)
bir zamanlar keskin, şimdi silik izler
mutfak dolabının en arka rafında…
tozlanmış bir kavanoz,
bir zamanlar hayat veren, şimdi
unutulmuş,
terk edilmiş…
annemin ellerini hatırlattığı için
o baharatın buruk tadı
ve çocukluğumdaki sobanın sıcaklığı için
ki hala koşmak istiyorduk o tarlalarda
yarım kalmış oyunlar
saklambaçta ebe olmak sonsuza dek
hatta hiç yaşanmamış maceralar istiyorduk…
küçüktük daha
büyümeye mecalimiz yoktu,
iş yerinde teneffüs zilleri
hayal ediyorduk
ama unuttuk işte…
bir avuç renkli tozdular,
anımsamamıza bir damla su yetecekti…
biz tarifi arıyorduk,
o kaybolmuştu…
hoşça kal baharatım..
baharatım dargınlığım..
bilmiyorduk daha,
kokuların da unutulduğunu,
bize yeter sanıyorduk o eski günler,
meğer doyurmak zormuş içimizdeki boşluğu…
habersiz kayboldun, affet
ortalık biraz telaşlıydı..
şimdi hemen buluruz sanıyorduk,
olgunlaşmamıştık daha…
işin zor hatıra
hem canlanacak
hem bizi canlandıracaksın..
mazin mi var, derdin var hatıra…


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir