Hiçbir şehirde kalbin olmadı,
Yirmili yaşların başı, otuzların sonu arasında,
Kaç hayal kırıklığı biriktirdin;
Sadakat ne ola ki bilmez seni!
Aşk nedir diye sormuştunuz:
Kıskançlık kokan bir gül bahçesi, diken içinde;
Özgürlük müdür yalnızlık, alışkanlık mı,
Teselli diye benimsenmesi mi seçeneksizliğin?
Sürdürüyoruz yarım kalmış bir ömürde
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
Dün gece yine aynı rüyayı gördüm,
Sen vardın, ben yoktum. Belki de ben vardım,
Sen yoktun. Hangisi daha acı, kestiremiyorum.
Her gün biraz daha tükeniyoruz,
Geçip giden zamanın hırsızlığında,
Bir vedaya bile fırsat bulamadım.
Yüzünü unutmaya başladım, sesin yankılanıyor sadece.
Yine de dönmeni beklemiyorum,
Sadece, nedenini merak ediyorum.
Neden ben? Neden biz?
Neden hiçbir şey eskisi gibi değil?
Umutsuz bir bekleyişin gölgesinde
Kaybettiklerimiz için ağlamak mı gerekir,
Yoksa yeni kayıplar için mi hazırlık yapmalı?
Bir yanıt yazın