Yüzümü avuçlarıma alıyorum usulca günlerdir
her dokunuş bir pişmanlık gibi batıyor derime
Bir nefes olsam diyorum bir merhem sürülse
dinse bu sızı, bu yabancı telaş dinse
ama bir şefkat az mı gelir yoksa yine de
eksilen ve kaybolan bir şeyler olmalı mutlaka
hiç durmadan eksilen ve kaybolan bir şeyler
Oysa ne kadar aşina bu aynalar ve bu beden
ne kadar yakın duruyor bana şimdi hatıralar
Kaybolan suretler nerde saklı, özledim aynalarını
bir ruhu inciten yalnız onlardı sanki
onlardı bedeni ve kalbi aynı anda yakan
sevmeyi unutan herhalde onlardı
‘ Gülsem ihanet sayılır’ diyordu birisi
gülsek ihanet sayılıyor artık
ama nerde saklı, özledim aynalarını onların
Yorgun yorgun bakıyorum kırılan aynalara
tek damla yaş bile akmıyor nedense
ve tek tek kararıyor umutlar içimde
alnımı soğuk bir mermere yaslıyorum, üşüyorum
üşüyen tenimde sevginin hayaleti
ve fakat bir yabancı gibi yaklaşıyor korkular
Yüzümü avuçlarıma alıyorum usulca her sabah
Yaşamak neleri fısıldıyor, düşünüyorum
bildiğim bütün sevgiler tuzla buz
çıkıp kayboluyorum kalabalıklar içinde bir başıma
bir baştan bir başa boşluklar oluyor dünya
vitrin ışıklarının önünden geçiyorum
sahte gülümsemeler, plastik çiçekler
bir reklam panosunda çaresiz bir yalnızlık
Sesler gittikçe uzaklaşıyor, renkler soluyor
ve ne zaman yolum düşse terkettiğin şehre
acı bir düğüm oluyor boğazımda o sokak
Şefkati yalnız kalbimiz arıyor artık
biz çoktan unutmuşuz böyle hisleri
ama içimde bir kurt gibi açlık
ve yüzümü avuçlarıma alıyorum usulca
İçimde dinmeyen bir susuzluk
zincirlerini kıran bir arzu sanki bu
nefes nefese kalıyorum her gece
ve sevgilim ne zaman dokunsa
bir ayrılık beliriyor aklımda, gidiyorum
bütün gençliğim böylece tükenip gitti işte
ama hala bir şeyler var vazgeçemediğim
Hangi yara kapanmaz sorular doğruysa
birgün dönersek hangi sevgi yeşermez
sözlerim bir yabancının gözlerinde kayboldu
geri istemiyorum anıları yangınlar çıksın diye
Devriyeler gezdir şimdi, bütün kapıları kilitle
söylediğim hiçbir sözü geri almıyorum ey şehir
ve yüzümü avuçlarıma alıyorum usulca
Yüzümü avuçlarıma alıyorum usulca günlerdir
bir nefes olsam diyorum bir merhem sürülse
dinse bu yabancı ve soğuk yalnızlık, hiç dönmesem
oysa ne kadar aşina aynalar, beden ve bütün dünya
ipince bir sis gibi dağılıyorum gecenin karanlık dehlizlerine
sessizce kayboluyorum şimdi, sessiz ve adsız
Belki yine hatırlarım, bir dokunuş hissedersem bir gün
Bir yanıt yazın