Ne tuhaf, ey yalnız ressam, ne tuhaf,
Renklerde kaybolmak böylece!
Bir tuvalde eriyip gitmek,
Fırça darbeleriyle savrulmak,
Ruhun derin sularında.
Kim bilir hangi gizli yoldaşın,
Renklerin ardında saklı düşlerin,
Bir bakışın, bir gülüşün,
Hangi sırrı fısıldar her bir çizgi,
Hangi hüznü taşır o derin bakış.
Bir fırça, bir de sen varsın yalnız,
Tuvalde canlanan anılar.
Bir bilmece,
Çözülmeyi bekleyen,
Sırrın izinde…
Hangi aşkın gölgesi vurmuş yüzüne,
Hangi ayrılık yakmış içini,
Hangi umut yeşermiş gönlünde.
Bir resim, bin hikaye anlatır sessizce,
Her renk bir duyguya tercüman olur,
Her fırça darbesi bir itiraf gibidir,
Saklı kalan ne varsa ortaya serilir.
Ne garip, ey gizemli ressam, ne garip,
Bir sırrı saklamak renklerde,
Bir ömrü sığdırmak tuvale,
Bırakmak ardında bir iz,
Bir soru işareti.
Bir yanıt yazın