Umutlanmayacaksın hayattan, öyle delicesine.
“Mutluluk hep benimle.” sanmayacaksın.
Sanmayacaksın işte.
Bilirsin çünkü.
Boş beklentilere gerek yok ki.
Çok güvenmeyeceksin mesela. O yanılınca yıkılırsın.
Ve zaten genellikle o daha çok yanılır seni,
Senin onu koruduğundan.
Çok beklersen, çok yorulursun.
Çok inanmayınca, çok hayal de kurmazsın hem.
Hatta kalbini aklını bile çok önemsemeyeceksin.
Sanki ödünç almışsın gibi davranacaksın.
Hem hiçbir yükün olmazsa, düşmekten de
korkmazsın.
Yalın ayak da koşabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok isteğin olmayacak mesela gönlünde.
Hafifçe nefes alabileceksin.
İlle de bir şeyleri isteyeceksen,
Dalgaların kıyıya vurduğu anları isteyeceksin.
Denizi isteyeceksin,
Martıları, köpükleri, tuz kokusunu…
Mesela gün batımı, senin rengin olacak.
“O benim.” diyeceksin.
Mutlaka senin olsun istiyorsan bir şeylerin…
Mesela yağmur senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, anılara ait
olacaksın.
Mesela çocukluğuna, ya da ilk aşkına.
Ya da sonsuzluğa ait olacaksın.
Çok istemeden, çok bağlanmadan yaşayacaksın.
Hem her an değişecekmiş gibi,
Hem de hep aynı kalacakmış gibi hayat.
Uzak duracaksın. Kenarından bakarak…
Bir yanıt yazın