dilinin ucunda asılı kaldı kelimeler
zehrini akıtır gibi zamanla sızar
unutulmuş bir şarkının nakaratı gibi
tekrar eder durur içimde yaralar
gözlerin bir kuytu, saklar ne varsa
gerçeğin sis perdesi ardında kaybolur
bir yalan bin umuda bedel sanırsın
kalbin bir labirent, çıkış yolu ararsın
her köşe bir hayal kırıklığı taşır
kaybolduğunu anlamazsın
oysa her şey ne kadar basitti
yüzüne bakınca anlaşılırdı her şey
şimdi bir yabancı gibi bakıyorsun
kim olduğunu hatırlamazsın
avuçlarında biriken acı tortusu
her gün biraz daha ağırlaşır sanki
bir çıkmaz sokakta yankılanır sesin
yardım istesen duyulmaz bilirim
zehirli sarmaşık gibi dolanır ruhuna
kurtulmak istesen kopamazsın
Bir yanıt yazın